BOŞANMADA EŞLERİN MAL PAYLAŞIMI

BOŞANMADA EŞLERİN MAL PAYLAŞIMI

BOŞANMADA EŞLERİN MAL PAYLAŞIMI
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununa göre;  Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Edinilmiş mallara katılma yani Yasal Mal Rejimi 01.01.2002'den sonra kanunumuza girmiştir. Bu nedenle ilk olarak eşlerin Yasal Mal Rejimine mi yoksa Eski Medeni Kanunda düzenlenen Mal Ayrılığı rejimine mi tabi oldukları tespit edilmelidir. 01.01.2002 tarihinden önce evlenen eşler için Eski Medeni Kanun hükümleri ve Mal Ayrılığı Rejimi uygulanırken, 01.01.2002'den sonra evlenen eşler 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca edinilmiş mallara katılma rejimine tabidir. Bu yazımızda Boşanmada Eşlerin Mal Paylaşımı konusu yeni TMK çerçevesinde incelenecek ve açıklanacaktır. 

Eşler her ne kadar kural olarak Yasal Mal Rejimine tabi iseler de aralarında yapacakları mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler. Eşler arasında yapılacak olan mal rejimi sözleşmesi evlenmeden önce de sonra da yapılabilir ancak işbu sözleşme ile seçilen mal rejimi kanunda belirtilen sınırlar dahilinde olmak zorundadır. 

" Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m)." ( Yargıtay, 8. Hukuk Dairesi         2015/21752 E.  ,  2016/3258 K.) 

EDİNİLMİŞ MALLAR NELERDİR ? 

Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. M). Eşlerden her birinin edinilmiş mallar üzerine katılma alacağı bulunmaktadır. Her eş diğer eşin evlilik içinde “edinilmiş mal” niteliğindeki mallarının yarısının değeri üzerinde alacak hakkına sahiptir. Bu alacak hakkı katılma alacağı hakkıdır. 

Türk Medeni Kanunun 219. Maddesine göre edinilmiş mallar şunlardır: 

1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler, ( Ör: Eşlerin maaşı.) 
2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım
amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, ( Ör: SGK'den alınan emekli ikramiyesi.) 
3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, ( Ör: İş kazası sonucu işçi eşe ödenen tazminatlar.) 
4. Kişisel mallarının gelirleri, ( Ör: Eşlerden birinin evlilik öncesinde aldığı taşınmazın kira geliri.) 
5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler. ( Ör: Evlilik birliği içinde alınan taşınmazın satılarak geliri ile alınan yeni bir taşınmaz.) 

KİŞİSEL MALLAR NELERDİR ? 

Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Edinilmiş mallarda eşlerin yarı oranında katılma alacağı vardır ve bu mallar tasfiyeye dahil  edilir. Ancak kişisel mallar tasfiye edilmez. Bu nedenle Mal Rejimi davası görülürken tarafların hangi malların kişisel mal hangilerinin edinilmiş mal olduğunu tespit etmeleri gerekmektedir. 

Türk Medeni Kanunun 220. Maddesine göre edinilmiş mallar şunlardır: 
1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras
yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
3. Manevî tazminat alacakları,
4. Kişisel mallar yerine geçen değerler.

Eşlerden birinin evlilik öncesi edindiği mallar, eşlerden birine miras yolu ile intikal eden mallar, kadın eşin kullanımında olduğu anlaşılan ziynet eşyaları, erkek eşin tıraş malzemeleri vb. Gibi mallar kişisel mallara örnek olarak gösterilebilir.

MAL REJİMİ TASFİYESİ SONUCUNDA TARAFLARA NAKDİ ALACAK HAKKI VERİLİR: 

Mal rejimi tasfiyesi taraflara nakdi bir alacak hakkı verir. Yukarıda  da değindiğimiz üzere bu alacak katılma alacağıdır.  Ancak bu kuralın iki istisnası vardır. 

Türk Medeni Kanununun 226. Maddesinin 2. Fıkrasına göre: " Tasfiye sırasında, paylı mülkiyete konu bir mal varsa, eşlerden biri kanunda öngörülen diğer olanaklardan yararlanabileceği gibi, daha üstün bir yararı olduğunu ispat etmek ve diğerinin payını ödemek suretiyle o malın bölünmeden kendisine verilmesini isteyebilir." 
Bu maddeye göre eşlerden biri paylı mülkiyete sahip taşınmaz üzerinde üstün bir yararı olduğunu ispat ederse bu mal bölünmeden kendisine verilebilir. 
Türk Medeni Kanununun 240. Maddesine göre: " Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır. " 
Bu maddeye göre eşlerden birinin ölümü halinde sağ kalan eş, birlikte yaşanılan konut ve ev eşyaları üzerinde mülkiyet, intifa ve kullanma hakkı talep edebilir.
Bu iki istisna durum dışında bölünmesi mümkün olmayan malların nakdi değeri hesaplanarak taraflara nakdi şekilde ödetilmesine karar verilir. Örneğin erkek eş üzerine kayıtlı bir taşınmazda, kadın eşin katılma alacağı hesaplanır ve kadın eşe katılma alacağının nakdi karşılığı verilir. 

EŞLERDEN BİRİ BOŞANMADAN ÖNCE MALLARI ELDEN ÇIKARMIŞSA NE OLUR ? 
Bilindiği gibi ülkemizde eşlerin boşanmayı kafalarına koyduktan sonra diğer eşten mal kaçırmaları çok yaygındır. Evlilik birliği içinde edinilmiş mallardan her iki tarafın da hakkı olmasına rağmen eşlerden biri boşanma davasında malların paylaşılmasının önüne geçebilmek için bu malları elden çıkarmaktadır. 

Kural olarak tasfiyeye konu mallar evliliğin başlangıcı ile boşanma davası tarihi arasında alınan mallardır. Boşanma davasının açıldığı sırada ortada olmayan mallar tasfiyeye konu edilemez. Ancak kanun koyucu ülkemizde eşlerin birbirinden mal kaçırmasının önüne geçmek için bu kurala 2 tane istisna getirmiştir. Bu istisnalar Türk Medeni Kanunun 229. Maddesinde Eklenecek Değerler başlığı altında yazılmıştır: 
1. Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası
olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
2. Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla
yaptığı devirler.

Bu maddeye göre boşanma dava tarihinden 1 yıl önceye kadar eşlerden biri üçüncü bir şahsa olağanüstü bir kazandırmada bulunmuşsa o mal da tasfiyeye konu edilir ve eşlerin nakdi katılma alacağının hesabına eklenir. Örneğin; eşlerden birinin bir tanıdığına düğününde ev, araba gibi büyük şeyler hediye etmesi olağanüstü bir kazandırmadır ve mal rejiminin sona ermesinden önceki 1 sene içerisinde yapılmışsa tasfiyeye konu edilebilir. 

Tasfiyeye konu edilebilecek bir diğer alacak ise eşlerden birinin sırf diğer eşin katılma alacağını azaltmak maksadıyla yaptığı devirlerdir. Örneğin; boşanmayı kafasına koyan eşin kendi üzerine kayıtlı arabayı sırf eşinden mal kaçırmak için olmayan bir borç karşılığında arkadaşına devretmesi bu tarzda yapılan devirlere örnektir. Bu malların tasfiyeye konu olması için kanun koyucu herhangi bir süre öngörmemiştir. Dolayısıyla süre fark etmeksizin eşten mal kaçırmak için yapılan devirlere konu mallar tasfiyeye dahil edilir. 

TASFİYE DAVASINDA EŞLERİN DENKLEŞTİRME VE DEĞER ARTIŞ PAYI ALACAĞI: 

Evlilik birliği içerisinde eşler arasında karşılıksız kazandırmalar yaptıkları ya da eşlerin birbirlerinin borçlarını kişisel ya da edinilmiş mallardan ödemiş oldukları görülmektedir. Eşlerden birinin kendi kişisel malı ile diğer eşe karşılıksız kazandırmada bulunması sonucunda elde edilen edinilmiş malda katkıda bulunan eşin Değer Artış Payı alacağı vardır ve tasfiye sırasında bu payı talep edebilir. Bir örnek üzerinden açıklamak gerekirse; Yargıtay içtihatlarına göre düğünde  takılmış takılar kadına aittir. Dolayısıyla ziynet eşyaları kadının kişisel malıdır ve eğer ki kadın eş, erkek eşe araba almak için ziynet eşyalarını vermişse tasfiye sırasında kadın eşin verdiği ziynetlerin değeri arabanın rayiç bedeline göre oranlanarak  değer artış payı alacağı hesaplanır. 

 Eğer ki eşlerden biri, evlilik birliği içerisinde alınan bir mala kişisel malı ile katkıda bulunmuşsa önce kişisel mallarının değerinin tasfiyeden ayrılmasını talep edebilir. Örneğin eşlerden birinin edinilmiş mal olan taşınmazın alımında kişisel malı ile katkısı varsa, katılma alacağından önce kişisel malın ayrılması istenebilir. 

Boşanmada eşler arasında mal paylaşımı yapılması için boşanma davasından ayrı bir dava olan mal rejimi tasfiyesi davası açılması gerekmektedir. Boşanma davasından ayrı olan bu davanın uzman bir avukattan yardım alınarak açılması hak kaybına uğramamanızı sağlayacaktır. Mal rejimi tasfiyesi davası teknik bir dava olup takibi için hukuki bilgi gerekmektedir. Bu nedenle sürecin en başından itibaren bir avukat yardımı almanızı tavsiye ederiz. 

AV.ECEM TORUN
STJ.AV.TUANA KAZAN
 

Çalışma Alanları
  • İcra ve İflas Hukuku
  • Aile Hukuku
  • Miras Hukuku
  • Ticaret Hukuku
  • Sözleşmeler Hukuku
  • Kamulaştırma Hukuku
  • İş Hukuku
  • İdare Hukuku
  • Ceza Hukuku

Soru ve Bilgi Almak için Bizimle İletişime Geçin